Ramazan ve Kurban

KURBAN NEDİR?

Allahü Teâlâ inanan kullarına kulluk borcu olarak bedenî, lisânî, kalbî ve mâlî ibadet ve mükellefiyetler yüklemiştir. Her biri Allah’ın rızasını kazanmaya rahmet ve nusretine yakın olmaya ve ahiret hayatında büyük nimet ve yüce derecelere kavuşmamıza vesile olacak mâlî ibadetlerden birisi de kurban kesmektir.

Kurban Allah rızası için, ibâdet niyyeti ile belirli günlerde cins, yaş ve vasıflarını dinimizin tayin ve tesbit buyurduğu hayvanlardan birini kesmektir.

Kurban, Bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde kesilir. Efdal olanı birinci gününde bayram namazından sonra kesilmesidir.


KURBAN NİÇİN KESİLİR?

Kurban; Cenâb-ı Hakk’ın “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” emrine uyarak, rızası kazanılmak için kesilir.

Kesilen kurbanın akan kanı ile birlikte sahibinin günahlarının da bağışlanacağı Peygamberimiz (s.a.v) tarafından müjdelenmiştir.

Kurban; kendisine kurban kesmek vâcip olanların vücuduna bedel olarak kesilir.

KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİP OLUR?

Akıllı, hür ve mukim olan, aslî ihtiyaçlarından fazla nisap miktarı mal veya paraya sahip (yani Kurban Bayramı günlerinde bir kurban alıp kesebilecek durumda olan) kadın-erkek her müslümana kurban kesmesi vâciptir.

KURBAN HANGİ HAYVANLARDAN OLUR?

Kurban şu dört cins hayvanlardan olur:

1- Koyun (Bir yaşını doldurmuş olması lâzımdır. Ancak anası kadar gelişmiş ve 6 ayını doldurmuş bir kuzu da kesilebilir)

2- Keçi (Bir yaşını doldurmuş olması lâzımdır)

3- Sığır-manda (İki yaşını doldurmuş olması lâzımdır)

4- Deve (Beş yaşını doldurmuş olması lâzımdır)

Bunlardan başka (Tavuk, Ördek, Kaz vb.) hayvanlardan kurbanın hiçbir nev’i (yâni vâcip, adak, akîka) câiz olmaz.



RAMAZAN BAYRAMI

Müslümanların iki büyük bayramından biri. Ramazan ayında tutulan bir aylık orucun bitiminde Şevval ayının ilk üç günü müslümanların bayram günleridir. Ramazan bayramına, o gün fıtır sadakası verilmesinden dolayı "Fıtır bayramı" adı da verilmektedir.

Resulullah (s.a.s) Medine’ye hicret ettiği zaman Medinelilerin eğlenip neşelendigi iki bayramları vardı. Hz. Peygamber Medinelilere özgü olan, cahiliye izleri taşıyan bu bayramların yerine bütün müslümanların sevinip eğleneceği İslâm’ın iki bayramını onlara haber verdi: "Allahu Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan bayramı ile Kurban bayramını hediye etti" (Sünen-i Ebû Dâvud, Salat, 239). Bayram, Ramazan çıkıp bayramın başladığı Şevval hilalini görmekle, havanın bulutlu olması durumunda da Ramazan’ı otuz gün tutmakla başlar. Ramazan’ın yirmi dokuzunda hilal görünürse, ertesi gün Şevval’in biridir ve bayram yapılır (Sünen-i Ebû Dâvud, 3/306).

Ramazan bayramı, bir aylık oruçtan sonra yeme-içmenin ve her türlü helal nimetten yararlanmanın mübah olduğu; müslümanların eğlenip birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; çocuklarin, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği; kısaca İslâmî kardeşliğin toplumun her kesiminde canlı olarak yaşandığı; bütün bunlarla birlikte Allah’a karşı da sorumluluklarının bilinciyle topluca namaz kılıp birbirine nasihat ettikleri sevinç günleridir. Ramazan bayramında yapılması vâcib olan fıtır sadakası vermek, bayram namazı kılmak gibi ibadetlerin yanında sünnet, müstehab olanları da vardır. Ramazan’ın ilk gününde oruç tutmak ise haramdır.